TOKAT TÜRKÜLERİNİN BABASI AŞIK EŞREF

TOKAT TÜRKÜLERİNİN BABASI AŞIK EŞREF

Tokat türkülerinin babası olarak tanıdığımız ozan aşık eşref tokatın doğasını, insanlarını, kültürünü yıllardır en iyi anlatan, şiirleri ile türküleri ile tam bir gönül elçisi. bu günlerde 74 yaşlarında olan ozanımız tokatı hala yürek dolusu sevgiyle yaşıyor. ozanla yaptığımız söyleşide bunu sık sık dillendiriyor, üstelikde yazdığı güzel şiirlerle.aşık eşref 1963 yılında ilk olarak tokattan çıkıp istanbula gittiğini , istanbuldaki hemşerilerinden gördüğü yakınlığı hala duygulu sözlerle ifade ediyor. istanbulda 8 yıl kalıp çelebi misali yetişebildiği tüm hemşerilerini ziyaret ediyor. bundanda oldukça keyif duyduğunuda hissettiriyor bizlere.8 yılını geçirdiği bu ilk istanbulda 2 konser verip, ayrıca dinleyicilerinede hem plak hemde kaset yapıyor. istanbulda Aşık Daimi ile tanıştıktan sonra birde kendisinden saz dersi alarak kendini geliştirdiğini söyleyip değerli ozanımızı birlikte yad ediyoruz.

BİTMEYEN TOKAT SEVDASI

Aşık Eşref tokattan çıktıktan sonra İstanbul, İzmir, almanya, avusturyada yaşadığı gurbetlikten sonra sıla hasretini tekrar Almusa dönerek ve orada yaşamaya devam etmekle sonlandırıyor, ve nundanda oldukça mutlu.  Almusta yaşamına devam eden Aşık Eşref tüm insanları bir araya getiren dini ve milli bayramların öneminden bahsederken sözlerine almusu ve insanlarınıda her hafta bir araya getiren Salı günlerinin anlamını ifade eden almus pazarınıda bir bayramı bekleyen çocuksu duygularla şöyle ifade ediyor, almus pazarı benim için bir bayram günü gibi uzak köylerden gelen bir çok hemşerimide bu günlerde görmüş oluyorum. onlarla sohbet etme imkanı buluyorum ve buda bana bayram sevinci yaşatıyor, bayramların özelliğide bu değilmi

AKADEMİYE KONU AŞIK EŞREF

Aşık eşref şimdiye kadar topluma otuzbin kadar şiir, iki kitap, plak ve kaset  kazandırıyor. türküleri şiirleri tokatı en iyi şekilde anlatırken, dilden dile destan olurken akademi dünyasıda bunu farkediyor üniversiteli öğrencilerin eğitim sonunda doktora tezi oluyor, eğitmenlerinde ders konusu haline geliyor. bu yakın tarihte ozanımızı ve eserlerini en iyi anlatacak şekilde bir kitap hazırlandığı müjdesinide paylaşıyor bizlerle…

OZANI YARALAYAN İKİ  KATLİAM, ”KADIN VE DOĞA”

İnsan ve doğa sevgisi ile dolu dolu yaşayan ozanımız sanatçı duyarlılığıyla kendisini üzmekle kalmayıp kahreden iki katliamıda şöyle anlatıyor. dünyanın ve insanlığın devamı için doğurgan, yetiştiren iki güç vardır. ne yazıkki her ikiside cahilce ve anlamsızca katliamlarla büyük zararlar görüyor. toprak bile derken toprak ana diyoruz. toprak ana bir tohuma bir ağaca bile can vermekle kalmıyor yaşamı boyunca onu bağrında büyütüyor. kadınlarda öyle değilmi, bizleri doğurmakla kalmayıp bağırlarında büyütüyorlar, bizlere yar oluyorlar. her ikisine uygulanan şiddet bende çok büyük kahır yaratıyor. katlanamıyorum. hatta biz ozanları sanatçıları yaşatanda bu iki güzellik değilmi, siirlerimizde resimlerimizde ağıtlarımızda türkülerimizde bu güzelliklerin savdalarından mutluluğundan yada özlemlerinden duyduğumuz duyguları ifade etmiyormuyuz diyor. 

TOKAT SEVDASI İLE BAŞLAYAN TOKAT SAVDASI İLE SONLANAN SÖYLEŞİ

Aşık Eşref ile Almusta yaptığımız söyleşimizinde çoğu tokat üzerine olunca bu doyumsuz sohbeti yine tokat sevdası ile dolu olan bir dörtlükle sonlandırıyoruz.

Eşref koymuşlar adımı / Alsam gönül muradımı / Kim sorarsa ecdadımı / Dikili, Almus, Tokat’dır.