İzmir’de neler oluyor?
Avrupa Alevi birlikleri konfederasyonu eşit başkanı Hüseyin Mat, izmirde camide yaşanan sıkıntıyı değerlendirdi.
İzmir’deki bazı camilerin hoparlörlerinden “Çav Bella” (Bella Ciao/Hoşçakal güzelim) şarkısı çalınmıştı.
Müftülükten yapılan açıklamada, “Yayının merkezi sistemin frekansına korsan şekilde müdahil olanlarca yapıldığını belirtmiş, konuyla ilgili inceleme başlatıldığı ve suç duyurusunda bulunulduğunu bildirmiştir.”
Müzik yayınına ilişkin sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınan CHP’li Banu Özdemir tutuklandı. Özdemir’in tutuklanmasına “Toplumda oluşan tepki” gerekçe gösterildi.
Siyasal, sosyal, ekonomi çöküş yaşayan, işsizliğin ve cari açığın her geçen gün arttığı, dövizin patlama yaptığı, buna parallel iç ve dış siyasette iktidarın yaptığı politikalar sonucu itibarsızlaşan Türkiye’de, AKP/MHP iktidarının tek çabası kendilerini kurtarmak ve iktidarlarını devam ettirmek.
15 Temmuz’da sivil darbe yapan, halkı ayrıştıran, ötekileştirilen, devletin tüm kurumlarını ele geçiren, işkal eden AKP/MHP saray diktatörlüğü son haftalardır bir darbe olacak naraları atıyor.
Bu çırpınışın amacı belliki, 15 Temmuz’da yapılan sivil darbede yarım-eksik bıraktıklarını tamamlamak.
Özellikle 15 Temmuz sonrası AKP/MHP Cumhur İttifakı ve devlet üst aklı; üç kıtaya hükmeden ve tarih sahnesindeki varlığı ortadan kalkan Osmanlıdan sonra, Türkün elinde kalan tek yurd Anadolu topraklarıdır ve ne pahasına olursa olsun korunmalıdır, projesi devreye girdi.
Ama engel vardı…
HDP, CHP ve demokrasi güçleri.
Projenin başarılı olabilmesi için muhalefet güçlerinin tasviye olması gerekiyordu.
İşe, HDP ve Kürtlerden başladılar. 15 Haziran seçimlerinde, “Seni başkan yatırmayacağız” diyen ve bunu başaran HDP ve Kürt Halkı başta olmak üzere demokrasi bileşenlerine yönelik terörize eden politikalar geliştirildi. Kürt bölgelerine yönelik katliamlar, baskılar şiddet yönlü politikalar hayata geçirildi. Binlerce HDP’li tutsak edildi. Eşbaskanlar, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklandı. Belediyelere sivil darbe ile kayyumnlar atandı Şuan tek dertleri partiyi kapatmak ama gözleri kesmiyor. Çünkü her müdahale sonucu HDP daha da güçleniyor. Zaten kapıda yeni parti ismi de hazır…
Sadece HDP ve Kürtler projenin önünde engel olarak durmuyordu. CHP, Meslek Odaları, Sendikalar yani Cumhur İttifakı’nın karşısında duran tüm muhalefet. Ve hepsi tasfiye edilmeliydi.
Sivil toplum kuruluşlarını, anayasada bulunan engelleri ortadan kaldırmak süretiyle yapılacak değişikliklerle ele geçirmeyi planlamaya çalışan iktidar, diğer yanda da CHP’ye operasyonunu yoğunlaştırmaya başladı. Çünkü CHP’de tasviye edilmeli. Düğmeye bastılar.
Alevilere gelince, tarihin her döneminde zalimlerin karşında mazlumdan yana oldular ve çok ağır bedeller ödediler, ödemeye de devam ediyorlar. Yani Alevilerin demokrasi mücadelesinde tutumu, duruşu, yeri belli. Zaten Alevilere yönelik inkarcı, asimilasyoncu, katliamcı devlet bakış açısı ve bu amaçla böl, parçala, yönet politikaları Kerbela’dan günümüze devam ediyor.
Taktik çok basit, araç belli “cami”
İktidarın; Maraş ve Çorum katliamlarında olduğunu gibi, camileri yine bir araç olarak kullanabilecek kadar gözü dönmüş. CHP’nin, Cumhuriyetin ilk yıllarında camileri ahıra çevirdiklerini iddia ettikleri gibi.
Yine aynı senaryo ve hikayeyle karşı karşıyayız. İzmir’de yaşanan olayda cami hoparlörlerinde müzik çalmanın siyasi olarak kimin işine yarayabileceğini düşündüğümüzde, yapanlarında onların olduğu aşikar. Siyasal islamcılar amaçlarına ve hedeflerine ulaşabilmek amacıyla her şeyi yapmayı meşru gören bir bakış açısına sahiptirler.
İzmir’de cami hoparlörlerinde çaw bella şarkısının yapılması sonrasında, suçun bir CHP’liye yıkılması ve tutuklanması bir algı operasyonudur. Planlanan büyük projenin önemli bir parçasıdır.
HDP, CHP belediyelerine kayyumların atanması, merkezi bütçeden paylarının kesilmesi, iktidar tarafından iş yapamaz duruma düşürme çabaları alenen ortada.
Gün demokrasi adına HDP’ye sahip çıkıldığı gib, CHP’ye de sahip çıkma günüdür. Gün demokratik dayanışma günüdür.
Faşizm kimi almak istiyorsa, düşüncesi bize uysun uymasın sahip çıkılmalıdır. Sıra kendimize gelmeden…
(Papazın hikayesinde olduğu gibi)
Aşk ile.

