İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’ye ait bazı alanların işgal edildiği bilgisinin kendisine verilmesi üzerine, “İstanbul’u, kimsenin işgal etmesine müsaade etmeyeceğim. Oraları birilerinin mafyacılık oynayacağı yerler haline getirtmeyeceğiz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, zabıta ve itfaiyeyi ziyaret etti. İmamoğlu, Zabıta Daire Başkanı Engin Ulusoy’un, sunumunda belirttiği, İBB’ye ait bazı gayrimenkullerde çok sayıda işgalci bulunduğu bilgisini vermesine karşılık, “Müsaade etmeyeceğim” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, güne, Edirnekapı’daki Zabıta Daire Başkanlığı’nı ziyaret ederek başladı. Daire Başkanı Engin Ulusoy tarafından karşılanan İmamoğlu, Zabıta Tören Mangası’nı selamlayıp, personelle tanıştı.

İmamoğlu’na, İBB üst yönetimi tam kadro eşlik etti. İlk olarak Zabıta Kontrol Merkezi’nde incelemelerde bulunan İmamoğlu’na burada, Ulusoy tarafından teknik bilgiler verildi. Heyet, daha sonra konferans salonuna geçerek, Ulusoy’un yaptığı detaylı sunumu dinledi.

“UYARIMAK VE YOL GÖSTERMEK”

Ulusoy’un sunumunun ardından salonda bulunan zabıta personeline bir hitap eden İmamoğlu, “Zabıta, gerçekten belediyeciliğin ön yüzü. Sokağa çıktığımızda askeri biliyoruz, polisi biliyoruz, belediyeyi de zabıtayla biliyoruz” dedi. Zabıtanın, “uyarmak” ve “yol göstermek” konularında yetkileri bulunduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Evet, bunu her zaman aynı iyi niyeti taşıyan bir düzeni olmayabilir toplumun. Ama gerçekten bunu zorlamalıyız. Buna özel yöntemler belirlemeliyiz” diye konuştu.

İmamoğlu, konuşmasında, Ulusoy’un sunumunda belirttiği, İBB’ye ait bazı alanlarda çok sayıda işgalci bulunduğu saptamasına ayrı bir paragraf açtı.

“AYNI AİLENİN 20 SİMİTÇİSİ VAR”

İmamoğlu, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Masa işgali, restaurant işgali, o, bu, şu veya bahsettiğiniz, çok önemli bir konu ki, büyük fırsatlar diye bakabileceğimiz gayrimenkullerimizin değerlendirilmesi, işgaliyeler… İstanbul’da bugün 100 gelirimiz varsa, yarın 1000’e ulaşabilecek hatta daha da ötesine, tahmin edemeyeceğiniz kat sayılara ulaşabileceğimiz gelirlerimizin saklı olduğu bir alan var orada. Ve tümüyle burası suiistimal ediliyor. Ben size bir şey söyleyeyim: ‘Efendim aynı ailenin 20 tane simitçisi var.’ Bunlar dedikodu ya da gerçek. Siz daha iyi biliyorsunuz. Biz, bazı uygulamalarda 15 milyon 980 bin insanı mı mutsuz etsek doğru ya da tam tersi 20 bin insanı mı mutsuz etsek daha doğru. Bu kadar net bakacağız olaya. Yani o 20 bin insanı bertaraf etme çabasında da değiliz. Yol göstererek, akıl vererek, zamana yayarak, günün sonunda o sistemi bir adalet terazisiyle yöneterek çözüme kavuşturmalıyız. Demiyorum ki size; ‘Bir günde, bir haftada, bir ayda toz duman edin ortalığı!’ Hayır. Vicdanımızı göstererek, ama bir sürece yayarak, makul, çok da uzatmadan, laçkalaştırmadan ve şeffaf, milletin de önüne koyarak… Biz ne yapmak istedik, ne yaptık, nereye vardık ya da nereye varmak istiyoruz? Toplumun vicdanını temsil eden bir belediye başkanı ya da belediyeci ne yapmak ister? Evet, gerçek mağdur insanlara bu tür alanları kullandırtmak ister. Kullandırtalım, ama orayı, birilerinin mafyacılık oynayacağı yerler haline getirtmeyeceğiz kardeşim. Bu kadar net. İstanbul’u, kimsenin işgal etmesine -ama bir meydanını ama bir sokağını ama bir otoparkını ama bir parkını- müsaade etmeyeceğim. İstanbul, 1922’de işgalden kurtuldu. Ondan sonra hiçbir işgale, ama bireysel ama kurumsal ama işte birkaç kişinin organizasyonuna müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda kararlı olacağız. Tümüyle de bu kararlılığımızı 16 milyon insanın vicdanına servis edeceğiz, göstereceğiz bu çalışmaları. Gizlimiz, saklımız yok.”