Koçgiri Kültür Derneği’nde ‘Avrupa ve Türkiye de Alevi örgütlenmesinin tarihsel gelişimi ve çözümler’ konusu konuşuldu. Yapılan panelde konuşan Turgut Öker, bir inanç, kültür ve yaşama tarzı olarak Aleviliğin çok boyutlu bir tartışma süreciyle modern dönemde hangi biçim ve mekanizmalar eliyle sürdürülebileceğinin tartışılması gerektiğini söyledi.

İstanbul’da bulunan Koçgiri Kültür Derneği’nde  AABF Onursal Başkanı Turgut Öker’in katılımıyla ‘Avrupa ve Türkiye de Alevi örgütlenmesinin tarihsel gelişimi ve çözümler’ konulu panel gerçekleştirildi.

Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki dernek binasında yapılan panele Almanya Alevi örgütlenmesinden, CHP ve HDP’nin il ve ilçe örgütleri, sivil inisiyatiflerden çok sayıda kişi katıldı.

Etkinlikte ilk olarak Koçgiri Dernek Başkanı Rıza Karaman kısa bir konuşma yaptı. Karaman, Koçgiri’nin tarihi kültürel önemi, yıkım politikalarına ve asimilasyona karşı verilmesi gereken mücadelenin zorlukları ve Koçgirililerin birlik ve dayanışmasının öneminine vurgu yaptı.

Daha sonra AABF Onursal Başkanı Turgut Öker sunumunu gerçekleştirdi. Öker, sunumunun birinci bölümünde, 1950’den 1980 12 Eylül darbe sürecine kadar Alevi örgütlenmesinin tarihsel arka planını, öncü aktörlerini, devletin bu sürece yön vermek için yaptığı girişimleri, bu sürecin siyasal alana yansımasını TBP’nin (Türkiye Birlik Partisi) örnekleri üzerinden katılımcılara aktardı.

Öker, Avrupa Alevi örgütlenmesinin başlaması, karşılaştığı zorluklar, örgütlenme stratejisindeki öncelikleri ve nedenleri, devletin, siyasi partilerin, ordunun, Alevi örgütlenmesine bakış açısı ve MGK’nın bu süreci yönlendirme girişimlerini tarihi süreci tamamlayan bilgiler olarak aktarıldı.

“ASİMİLASYON SÜRECİ HIZLANARAK DEVAM EDECEK”

Cemevlerinin, federasyon ve konfederasyonların kurulması ile bir dönemin aşıldığını belirten Öker, 1980 darbe sürecinden sonra yaşanan katliamlar, örgütlenme süreçlerinin zorlukları, gelinen nokta ve bu deneyimler ışığında Avrupa ve Türkiye’deki Alevi örgütlenmesinde yeni niteliksel bir örgütlenme zorunluluğunu doğduğuna söyledi.

Bir inanç, kültür ve yaşama tarzı olarak Aleviliğin çok boyutlu bir tartışma süreciyle modern dönemde hangi biçim ve mekanizmalar eliyle sürdürülebileceğinin tartışılması gerektiğine de işaret eden Öker, Alevi örgütlenmesinin bu anlamda istenen düzeyde olmadığını, bu eksiklikler nedeniyle egemen din anlayışının baskısına direnilemeyeceğini ve sünni İslam’a asimilasyon sürecinin hızlanarak devam edeceğini ifade etti.

Birinci bölümün sonunda Pir İbrahim Erdoğan tarafından lokma duası verildi. Rukiye Çelik, Hatice Doğan, Şehriban Karagöz, Elmas Karaman, Pınar Kandal, Haydar Acıpınar, Döndü Akdeniz, Hatun Gülçiçek, Özcan Teper’in lokmaları paylaşıldı.

Daha sonra Koçgirili sanatçı Ayfer Düzdaş ve Cengizhan Aslan’ın deyiş ve türküleriyle devam etti.

İKİNCİ ETKİNLİK 21 ARALIK’DA

Etkinliğin ikinci bölümünde katılımcıların soru ve katkılarıyla da zenginleştirilerek bilişim çağında geleneksel Alevilik inancının yerine getirilmesindeki sorunlar, Alevi inanç önderleri olarak kadının durumu, ocak sisteminin sürdürülüp sürdürülemeyeceği, inanç önderlerinin nitelikleri, bunların seçimi, ibadet şekilleri ve uygulanabilirliği konularında yeniliklere ihtiyaç olup olmadığı üzerine görüşler paylaşıldı.

Özellikle Alevi örgütlerinde, cemevlerinde ve ibadetlerde kadınların yeterince temsil edilmediği, hatta sünni mezheplerdeki ayrımcılığa benzeyen, kadınların kapanması veya kapatılması şeklindeki uygulamalar tartışmanın konusu oldu.

Koçgiri seminerlerinin ikincisi 21 Aralık Cumartesi günü saat 17.00’de, ‘Kal Gağand’ ve ‘Khalek’in Ölümü’ belgeselinin gösterimi ve yapımcısı Cemal Taş’ın söyleşide bulunacağı etkinlik ile devam edecek.

KAYNAK/PİRHA