Keçeci Baba’daki işlemle birlikte dergâha, inanca, Aleviliğe ve ibadethanelerimize saldırmışlardır.
https://www.youtube.com/watch?v=XI_-6dZ5ptE
Tokat Erbaa Keçeci Köyü’de bulunan Keçeci Baba Dergâhı’nın camiye çevrilmesine tepki gösteren yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla yargılanan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kurucu Genel Başkanı Murtaza Demir‘in, üçüncü duruşması İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
“DEVLET, DERGÂHI DAYATMAYLA CAMİYE ÇEVİRDİ”
Duruşmada, Tokat’ın Erbaa ilçesi Keçeci Köyü’nden tanıklar dinlendi. Keçeci Baba Dergâhı’nın Aleviler için önemli olduğunu belirten tanıklar, dergâh içerisinde bulunan tekkenin 1995 yılında yandığını hatırlattı. 2014 yılında ise başta Erbaa Kaymakamı olmak üzere devlet yetkililerinin köylülere, “Tadilat yapıldıktan sonra aslına uygun olarak açılacağını” söylediği ifade edildi. Alevi dergâhının dayatmayla camiye çevrildiğini, imam atandığını, hoparlör bağlanarak ezan okunduğunu belirten tanıklar; duruma tepki gösterdiklerini; konuyla ilgili olarak 2014 yılında yazı yazan Murtaza Demir’e de destek olduklarını beyan ettiler.
Murtaza Demir’de dava sürecinde yaşananlara değinirken; Aleviler için kutsal olan bir mekanın, devlet eliyle zorla camiye çevrildiğini, bu tutumun Alevi inancına saldırı olduğunu söyledi. Demir’in avukatları da iddianamenin sorunlu olduğunu söyledi.
Demir için iddia edilen ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasına konu olan söylem ya da fiilin olmadığını belirten avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi tazminata mahkum eden kararlarına atıfta bulundu.
Mahkeme ise savcılığın mütalaasını hazırlaması için davayı 10 Mayıs 2022 günü saat 12.00’ye erteledi.
“KEÇECİBABA’DA İNANCIMIZA, ALEVİLİĞE SALDIRILMIŞTIR”
Duruşmanın ardından adliye önünde bir basın açıklaması yapan Demir şunları söyledi:
“Keçeci Baba Dergâhına yapılan devlet kaynaklı saldırının duruşması görüldü. Duruşmada Alevilere yapılan zulümleri özetledim. Alevi Dergâhını camiye çevirerek dergâhı gasp etmekle kalmadılar. Alevilere de şunu demeye çalıştılar: Siz yurttaş değilsiniz. Alevilik inanç değil. Cemevi ibadethane değil. Siz insan değilsiniz. Sizin üzerinizde her türlü tasarrufu yapma hakkına sahibiz. Çünkü biz ve bu devlet Sünni’dir. Devletin anayasasında laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti yazıyor. Benim hakkımda dava açanlar, Keçeci Baba’da bu işlemleri yapanlar hakkında dava açmalıydı. Keçeci Baba’daki işlemle birlikte dergâha, inanca, Aleviliğe ve ibadethanelerimize saldırmışlardır. Adalet ve yargının işleyişine yüz karası bir örnektir bu.”