Yıllar yılı şiirleri, yazılarıyla, toplumun hafızası olan büyük değerlerimizden gazetemizin yazarı Ahmet Akar geçirdiği kalp krizi sonucunda Hakk’a nail olup, sonsuzluğa uğurlandı,
Ahmet Akar’ın anısına, Araştırmacı gazeteci yazar Ayhan Aydın’ın Ahmet Akar ile yapmış olduğu söyleşilerini şiirlerini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
AHMET AKAR
Halk ozanlığında yergi geleneğinin günümüzdeki temsilcilerinden birisi olarak kabul edilen Ahmet Akar; çileli ömrünü, okumaya olan özlemini, hayatın tadıyla tuzuyla geçen yıllarını, ozanlığın anlamını bizimle paylaştı. 2013’te yaptığım bu söyleşi dışında 25 Ekim 2016’da da Şahkulu Sultan Dergahı’nda görüntülü bir söyleşi gerçekleştirdim. Her iki söyleşide de, yaşamın içinden çıkıp gelen, dedikleri tipte bir insan olduğunu bir kez daha gördüm Ahmet Akar’ın. Bir ozan, bir yazar, bir insan olarak Ahmet Akar hep ekonomik güçlüklerle mücadele ede ede, yaşamın dallarına tutuna tutuna bugünlere gelmiş. Nasıl mı? Aşağıdaki söyleşi de kısmen bu var. Ama şunu dile getirmek isterim, yıllar yılı kendisine çok da yardımcı olmamasına rağmen “ata, dede” dediği babasının saygısını sayarak, analığının biraz da ötekileştirdiği yalnızlık içinde devamlı soğuyan kişiliğinin içinde sevgiyi bir çiçek gibi hep büyütmeyi başarmış bir insan Ahmet Akar. Karın tokluğuna kamyonlarda geçirdiği yıllarda yediği yağmurun, ayağın ve donların hiçbir zaman ruhunu üşütmesine müsaade etmemiş bir engin yürek, koca bir ruh Ahmet Akar… Aç, sefil kalsa da, her zaman insanlığın doruklarındaki ozanların yolunda kişiliğini satmamış, kendini hep geliştirmiş, yediği acılarla olgunlaşmış bir Anadolu eri Ahmet Akar…
Halen de ne çilesi, ne özlemi, ne sevdası tükenmiş… Bacası tütüyorsa bu geleneğin, ocağında dertle birlikte sevgi de kaynıyorsa bu ozanlık kazanının, buğusu üstende dizeleriyle size sizi anlatır, Anadolu’yu, İstanbul’un kenar – kıyı semtlerinde halen her türlü eziyete rağmen, yaşamın umuduyla Ahmet Akar…
O bir yergi ustasıdır, o dost canlısıdır, o geleneğin yaşatıcısıdır… Onun aklında, ruhunun bir köşesinde çocukluğunun ezikliği vardır. Ama Ahmet Akar’a iyi bakmak lazım; o sabrın, bitip tükenmez yaşama aşkının, gerçekleri haykırma ustalığının, korkusuzluğun, cesaretin ozanıdır… Onu var eden de, farklı kılan da budur.
Sen çok yaşa, umutsuzlara umut dağıtmaya devam et sevgili ozanım…
Hü Dost…
Dost eyvallah, eyvallah…
Değerli üstadım Anadolu’da öteden beri hep çileli geçmiştir.
Bu konuda sanırım acı bir hatıranız da var?
Özetle Fikirleri:
Gerçekler, Milliyet, Cem Dergisi, Berfin-Bahar, Kervan, Gözcü, sözcü, sonsöz, ve daha birçok basım yayın organlarında şiir ve makalelerim yayınlandı. Anadolu Sevgi Birliği Derneği’nden ve Emekli Derneği’nden plaketler aldım.
Ben bir Pir Sultan talibiyim. Köyümüz çevresinde Hubyar Sultan, Kulhimmet Sultan ve Keçeci Baba gibi bazı ocaklar vardır.
Mustafa Kemal Atatürk ise Cenabı Tanrı’nın ulusumuzun kurtuluşu için göndermiş bir dahi ve Hazreti Ali’nin Mehdi olarak Atatürk unvanıyla insanlığın kurtuluşu için tekrar evrene gelmesi olduğu kanısındayım. Zaten bizim inancımızda Haydari Kerrar olarak bilinir yani tekrar tekrar gelen zat anlamına gelmektedir.
Kerbela olayına gelince bu olay haklıyla haksızın, mazlum ile zalimin ve aydınlıkla karanlığın mücadelesidir. Bu mücadelede hak ve hakikat yoluna girenler bizzat Hz. Hüseyin’in yoluna girmiş olanlardır. Bu işin Alevisi Sünnisi olmuyor. Önemli olan aydın ve vicdanlı dürüst olmaktır. Örnek vermek gerekirse bu mücadeleyi yiğitçe hakkıyla yürüten birçok Sünni dostlanmız vardır. Örneğin Osman Dağlı, Fikret Otyam, İsmet Zeki Eyüboğlu ve daha birçokları.
Ülkemizin geri kalmışlığının sebebiyse emperyalist güçlerin ülkemize musallat olması ve Arap felsefesinin yani Emevi zihniyetinin etkileridir. Bu zihniyetin bilimi ve aklı dışlayarak şeriat zihniyetiyle hareket etmeleridir. Akıl ve bilimin dışlandığı ortamda ülkede kalkınma beklemek hayal olur sanırım. Hala ülkemizde Ramazanda oruç tutmuyor diye dövülen, horlanan insanlar varsa ve ülkemizde hala din adına öz çocuğunu yatırıp da kurban olarak kestiği bir durumda özgürlük ve demokrasiden bahsetmek mümkün müdür?
Halk ozanı kimdir, halk ozanlığı neyi ifade ediyor?
Halk Ozanı; halkın ozanıdır, başlıklı bir yazıyı dikkatinize sunuyorum: “Halk ozanı halkın ozanıdır, halk ozanı halkın gözü, kulağı, dili olup kendini insanlığa adayan katılımcı, paylaşımcı ve özverili bir mücadele adamıdır. Gün gelir haksızlığın ve zulmün karşısında isyan eder sinesini zulme karşı kalkan eder, Pir Sultan misali coşar haykırır ve tsunami olur. Gün gelir Yunus misali yetmiş iki milleti bir bilip insan sevgisini yüreğinin derinliklerinde hisseden engin bir deniz ve umman olur.
Halk ozanı insanlığın, gerçeğin hak ve hakikatin karşısında eğilen, zulmün haksızlığın karşısında eğilmeyen olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olabilen gönül adamıdır.
Halk ozanı Anadolu halkının yanık bağrından kopmuş bir kıvılcımdır.
Örnek olarak Pir Sultan Abdal’ın şu dörtlüğü buna misaldir:
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Burada ulu ozan Pir Sultan’ın inancı ve ideali uğrunda serini ortaya koyduğunu görüyoruz.
Ozan; yedi ulu ozanımız var. Bunlar ozanlığın gelenğiyle yaşamış, ozanlığın hakkını vermiş ve bize ışık tutmuş ululardır. Bugün bizim kültürümüzü bayrak bayrak günümüze taşıyan bu büyük halk ozanlarıdır. Sazıyla sözüyle azmiyle bizlere her zaman için güç vermiş, övünç kaynağı olmuştur.
Ozanların hep yolunda ve davasındasınız?
Bir olay olmuştu. 23 Şubat 1997 Pazar günü Türkiye Gazetesi’nin vermiş olduğu takviminin yaprak arkasında bizim ozanlarımızdan Dertli’nin bir şiirine güya sataşan birisi vardı: Mehmet Ali Demirbaş. Dertli Baba’ya sataşma yapıyor. Şöyle diyor du; “hani şeytan nerde dersin şeytan senin özündedir. Küfre varan söz edersin – Şeytan senin özündedir. Övüyorsun batıl yolu – Cücelere dedin ulu. Rabbimizin ahmak kulu – Şeytan senin içindedir. Ayağında çarığın yok – Kel başında sarığın yok. Filden farkın kuyruğun yok – Şeytan senin içindedir.” İşte buyrun bir cahil zırvalaması. Ozan Dertli Baba tarihe mal olmuş, övdüğü yol Hakk Muhammed Ali Yolu olan bir ozandır. Bunları cüce olarak nitelendirerek kendi cahilliğini ortaya koymuş oluyor.
Ben de ona cevaben bir şiir yazdım.
Mehmet Ali Demirbaş’a Cevaben
Dertli’ye uzanan o dil
Bak seni ediyor rezil
Senin gibi yobaz değil
Dertli gerçek bir insandı
Sazı vardı sözü vardı
Turnadan avazı vardı
Hakk’ı gören gözü vardı
Dertli gerçek bir insandı
Hakk’ın yolundan çıkmadı
Dönüp geriye bakmadı
Sen gibi adam yakmadı
Dertli gerçek bir insandı
O insandı bir fil değil
Hakkikatte gafil değil
Senin gibi cahil değil
Dertli aydın bir insandı
Baktım gaflete dalmışsın
Softalardan ders almışsın
Karanlıktan bunalmışsın
Dertli aydın bir insandı
Akar der ki sözüm işit
Adın Ali soyun Yezit
İnsalara saldıran it
Dertli Baba bir insandı
Bade içme gibi bir durumunuz oldu mu?
Bade içme durumum olmadı. Küçük yaştan beri Pir Sultan Abdal, Virani, Nesimi, Fuzuli ve benzeri Alevi Bektaşi ozanlarının nefeslerini okuyarak büyüdüm.
Köyümüzde cem olurdu ve ceme gittiğimde zakirlerin okudukları nefesler beni çok etkilerdi dolayısıyla şiir yazma durumu bende böylece gelişti.
Günümüz ozanlarından Rahmetli Mahzuni Şerif ve İhsani gibi ozanlardan çok etkilendim, diyebilirim.
Doğum Tarihi ve Yeri: 1946, Gölgeli (Leveke)
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER
YETERLİ DEĞİL
Sağım ile salat zekat ile hac
İslam olmak için yeterli değil
Anadan doğupta dünyaya gelmek
İnsan olmak için yeterli değil
İnsan olan insan kendin bilmeli
Yaradan öz gönlünde bulmalı
Okuduğun manasını bilmeli
Ezbere okumak yeterli değil
Ehlibeyt sevgisini tatmayan
Erenlerin buyruğunu tutmayan
Canını canana kurban etmeyen
Koçu kurban etse yeterli değil
İnsan bir mürşitten dersin almazsa
Ledün ilmin okuyup ta bilmezse
Salatı vahdette karar kılmazsa
Yere secde etmek yeterli değil
Ahmet AKAR sırrı açma herkese
Bir insan ben ehli kamilim dese
Kuran’ı Natık’ı bilmiyor ise
Kuran’ı hatmetmek yeterli değil…
UYAMADIM Kİ
Hakk nasip eyledi cihana geldim
Hal bilmez elinden muzdarip oldum
Ferhat gibi benlik dağların deldim
Yine bir katara uyamadım ki
Müminler bir koçu kurban edermiş
Kurban Hüseyin’dir serini vermiş
Pirim incinsen de incitme demiş
Onun için cana kıyamadım ki
Aşık çile çeker kara bahtlıdır
Seven gönül her dem kanaatlidir
Erenler sohbeti baldan tatlıdır
Tatlı muhabbete doyamadım ki
Hubyar Sultan ile Pir Sarı Saltık
Kul Himmet Üstat’la ummana daldık
Pir Sultan Abdal’dan icazet aldık
Verdiğim ikrardan cayamadım ki
Ahmet AKAR canım dostuma feda
Mevlam beni dosttan etmesin cüda
Beni benden almış ol gani Hûda
Yine de bana ben diyemedim ki
MANTIK YOLU
Duvarlar İnsana Dost Olsa İdi;
Hapise Cezaevi Demezler İdi
Ölümle Ayrılık Olmasa İdi
İnsanlara Değer Vermezler İdi
Erenler Sırrına Erseler İdi
Sevgi Güllerini Derseler İdi
İlmiledun Nedir Bilseler İdi
İnsanları Hakir Görmezler İdi
Ahmet Akar Terket Kin-İ Nefreti
Sevgi Ummanında Ara Hikmeti
Vehbi Koç Bıraktı Gitti Serveti
Elde Olsa Toprağa Girmezler İdi
BENZER
İlmi İrfanı Olmayan
Kararmış Kömüre Benzer
Sevgisiz Duygusuz İnsan
Taş ilen Demire Benzer
Hakk’ın Yolundan Çıkanlar
Hunharca Adam Yakanlar
Ehli Beyte Hor Bakanlar
Mervan’ı Hımara Benzer
Haram Lokma İle Doyan
Namerttir Nefsine Uyan
Zulmedipte Cana Kıyan
O Zalim Şimire Benzer
Gönül Gözü Görmez Şaşı
Riyakarlık Bütün İşi
Kendini Bilmeyen Kişi
Pişmemiş Hamura Benzer
Ahmet AKAR Gerçek İsen
Dilim Söyler Türkçe Lisan
Bir Mürşitten Doğan İnsan
Her Yanı Mamura Benzer
Basın şehidimiz UĞUR MUMCU’NUN anısına saygılarımla,
VAY BAŞIMA GELENLERE
Dağ başını duman almış
Çakallar ovaya inmiş
Uğur Mumcum şehit olmuş
Vay başıma gelenlere
Kışlalı’yla Turan Dursun
Hesabını kimler sorsun
Yoksa mahşere mi kalsın
Vay başıma gelenlere
Madımak da şimşek çaktı
Canları ateşe yaktı
Yobazlar seyredip baktı
Vay başıma gelenlere
Ahmet AKAR bahtım kara
Yüreğimde dolu yara
Yem olmuşuz aç kurtlara
Vay başıma gelenlere
EMEKLİ DOSTUM
Üzülüp gam çekme emekli dostum
Seni bu hallere koyan utansın
Seçim meydanında nutuk atıp da
Söz verip sözünden cayan utansın
Kader gemisini ummana salıp
Aldanma bir daha gaflete dalıp
Senin oylarınla iktidar olup
Dönüp da sana “lan” diyen utansın
Dokuzuncu köyden kovulduk niye
Biz hep doğruları söyledik diye
Yolculuk göründü onuncu köye
Fakir fukarayı soyan utansın
Hakkı olmayana elini uzatıp
Yalan dolan ile halkı aldatıp
Helal kazancına haramı katıp
Haram lokma ile doyan utansın
Yurtsever vatandaş olmamız gerek
Neden aman vermez bu kahpe felek
Kardeşi kardeşe düşman ederek
Nifak tohumunu yayan utansın
Boşver Ahmet AKAR, eyleme merak
Ne de olsa kara toprak son durak
Haksız kazanç ile zengin olarak
Yetimin hakkını yiyen utansın
GİTTİ MAHSUNİ
Hakikat yolunda bir ömür boyu
İnsanlık yolunu tuttu Mahsuni
Kırkların elinden engürü meyi
İçip Hü diyerek gitti Mahsuni
Sevmezdi zalimi halkı ezeni
Yuh çekip yermişti bozuk düzeni
Yirminci asırın çağdaş ozanı
Misyonunu tamam etti Mahsuni
Her zaman dürüsttü haksıza çattı
Dünya fani imiş eceli tattı
Hazreti Hünkar’ın yayına gitti
Gidip Çilehane’ye yattı Mahsuni
Sözlerinde gerçeklere değindi
Yaş Şah deyip yaradan sığındı
Hakk yolunda hakikatı savundu
Yobazın gözüne battı Mahsuni
Ahmet AKAR der ki canımız gitti
Gidipte bizleri perişan etti
Sevenler ozanın yasını tuttu
Gönüllerde mekan tuttu Mahsuni
SOFTAYA
Asırlardır bir adavet güdersin
Canileri dost et yanına SOFTA
Kötülük yapmaktan ne zevk alırsın
Kötülük işlemiş kanına SOFTA
Kerbela da Hüseyin’i taşlarsın
İnsanları yakar günah işlersin
Bu kafayla bir de cennet düşlersin
Senin cennetinden bana ne SOFTA
Hep reklam edersin namaz kıldığın
Acep bundan başka var mı bildiğin
Allah bilir kimin nasıl olduğunu
Benim namazımdan sana ne SOFTA
Evladı Ali’ye Garez edersin
Alevinin katli vaciptir dersin
Şeriat içinde şer oğlu şersin
Yobazlık yakışır şanına SOFTA
Ahmet AKAR haksızlıktan derbeder
İslam dini insanlığı emreder
İnsanlığın yolu sevgiyle gider
Neden uymuyorsun dinine SOFTA
Gönül Yarası Yeni Kitabından (Can Yayınları, 494, Kasım 2016)
Kar Yağdı Gitti
Varıp dost eline gideyim dedim
Kapandı yollarım kar yağdı gitti
Yolsuzluk ülkeye egemen oldu
Bütün umutlara kar yağdı gitti
Bir volkan misali yanıyor içim
Haksızlığa karşı çıkmakmış suçum
Gönlüm hüzün dolu ağardı saçım
Garip başımıza kar yağdı gitti
Hamdolsun krize tutulanlar var
Teğet geçti deyip kurtulanlar var
Seçim rüşvetine satılanlar var
Dostlara gül olduk düşmana diken
Var mı AKAR gibi çok çile çeken
Hele ortam biraz düzelsin derken
Hayal dağlarına kar yağdı gitti
BAHTI KARA EMEKLİLER
AHMET AKAR
Her gün zam geliyor bu nasıl zaman-Zalimin zulmünden artık elaman
Geçim zora vardı Ali İzzet ÖZKAN-Yıl on iki ay oruç tutan kullar var.
Ali İzzet ÖZKAN
Değerli dostum sevgili emekliler, bizler emekçi sınıfı olarak ülkenin en ağır yükünü sırtlayıp hem bedenen hemde kafa gücüyle çalışıp alın terimizle helalinden kazanıp vergimizi ve SSK primlerimizi de ödeyerek yasal yönden emekliliği hak etmişiz. Ne yazık ki şu durumda AKP iktidarı tarafından üvey evlat muamelesine tabi tutulmaktayız. Kısaca sözcü gazetesinde de yazmıştım. Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Aralık ayı haber bülteninde yazıyor 6495 sayılı kanun 2 Ağustos 2013 de resmi gazetede yayınlandığı haberini veriyordu.Haber şöyle:65 yaş üstü yaşlı ve emekliler şehir içi toplu taşıma kamu araçlarından ücretsiz şehirler arası tren,vapur gibi araçlardan ise %50 indirimli olacağını kapsıyor.2 Ağustosta yayınlanarak yasallaşan bu yaptırımın 2014 ün Mart ayı olmasına rağmen hala bize intikal etmiş bir şey yoktur.26 Şubatta bizim genel başkanımız Kazım ERGÜN bey e telefonla sordum;Sayın başkanım 2 Ağustosta yasallaşan bu yasa neden uygulanmıyor,bu konuyla lütfen biraz ilgilenseniz olmaz mı.dediğimde bizim sevgili başkanımız ne diyor biliyor musunuz? Yani 17 Aralık yolsuzluk operasyonundan dolayı güç durumda kaldıklarını ima ederek “Yahu zaten adamların başı dertte, Allah yardımcıları olsun”diyor. Halbu ki burada olan Türk halkına olmuştur, fakir fukaraya olmuştur. Allah Türk milletinin yardımcısı olsun dedim. İşte bizim sayın başkanımızın temennisi.
Bir zamanlar sözcü gazetesi de hayatından memnun tek emekli diyerek TAYYİP e çiçek verirken manşetten vermişti. Bir de TÜED şube derneklerine gönderdiği bir bildiri var; TÜED üyeleri bu fırsat kaçmaz, Umre için %5 indirim broşürü var. Burada da belli ki AKP ile aynı kulvardalar. Hep din üzerinden siyaset yaparak ülkeyi yangın yerine çevirdiler. İyi ama sayın başkanım Umre bizim sorunlarımızı çözüyor mu? Karnımızı doyuruyor mu? Emekli nasıl geçiniyor? Tüketim maddelerine %50,%60 gibi zamlar yapılırken emekliye ayda 30,40 lira gibi bir astronik bir zam yapılıyor o da günde bir simit parası bile değil. Böyle astronomik zamlarla bizi din, iman edebiyatıyla afyonlamaya çalışıyorlar. Hani bir atasözümüz var diyor ki; Eşeğini sağlam kazığa bağla, Allaha ondan sonra yönel. Fakirin yiyeceği bir kuru fasulyenin kilosu 15 liraya çıkmış, Sayın Başkanım bizim ayakkabı kutularına dolar istif edenlerden bir beklentimiz olamaz, olursa saflık olur. Siz bari TÜED başkanı olarak lütfen duyarlı olu
OKMEYDANI MI, KERBELA MI?
Değerli dostlar, hepimizin malumu Gezi Parkı eylemleri nedeniyle Okmeydanı’nda polisin biber gazı kapsülüyle başından vurulan 14 yaşındaki Berk Elvan 269 gün komada kaldıktan sonra 15 yaşında Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Bu olay tüm yurtta ve dünyada büyük yankı uyandırarak milyonlarca insanın bu haksızlığaa isyan etmesini sağlamıştır.a Burada dikkatimizi celbeden bir husus var. Şöyle ki; Berkin Elvan’ın yüzüne baktığımızda rahmetli Metin Göktepe’nin yüzünü germekteyiz ve kadere de aynı oldu. Göktepe de polis tarafından kazma sapıyla dövülerek öldürülüyor, Berkin de polis silahıyla öldürülüyor ve iki de Alevi.
Sanki Berkin, Metin’in bir devamı gibi…
Yalnız benim şaşırdığım, bu nasıl bir ülke, bu nasıl bir hukuk devletidir ki! Gençlerimiz bir kara toprağa girerken, onları katleden katiller ellerinin kollanırın sallaya sallaya aramızdan dolaşıyorlar. Acaba bu katliamı yapanların ve de bunun sorgulamasını yapması gerekenlerin hiç mi vicdanları sızlamıyor? Şu çifte standarta bakınız?
Bir taraftan yargı Bilam Erdoğan’ı ifadeye çağırıyor, bilal ifadeye gitmiyor ama beri taraftan Berkinler, Ali İsmail Korkmazlar, Hasan Ferit Gedikler, ethem Sarısülükler ve daha birçok vatan evlatları ömrünün baharından katliama uğrarken bu olaylarla ilgilenmesi gerekenlerin kılı kıpırdamıyor. Bunun adı da hukuk oluyor! Mısır’&daki ölen Esma’nın ölüsüne ağlayanlar Berkin Elvan için bir başsağlığı mesajı yayınlamadığı gibi dünyanın bağrına bastığı 14 yaşındaki çocuğa terörist damgası, vurma zilliyetine düşmüşlerdir.
Niye?
Çünkü Berkin bir Alevi çocuğu, bir Ehlibeyt bendesidir, Metin Göktepe de öyle. İşte bunlar, kerbela’da Hz. Hüseyin’i katleden Şimir ve Yezid’in bir dievamı niteliğinde olduğu kanısı uyandırmıştır. Onun içindir ki; Sivas Madımak vahşeti bir Kerbela, Berkin’in vurulduğu yer Okmeydanı da bir Kerbela’dır. 17 Mart 2914 akşamı Halk Tv’de Cüneyt Akman’ın sunduğu Zamanın Ruhu programının canlı yayın konuğu okmeydanı Cemevi Başkanı Syn. Zeynel Şahin’in anlattıklarına göre bölücü şer güçlerin bu ülkede Alevi-Sünni çatışmasını çıkarmak isteyenler olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Zeynel Şahin bu olayların perde arkasında kentsel dönüşüm projesinden dolayı siyasi rant olduğunu da dikkat çekmiştir
Merhum Berkin Elvan Tokat’ın Almus ilçesi Kızıldere (Ataköy) beldesindendir. Yıllar önce Kızıldere olayları için besteenen bir ağıtı Senem bacı kasete okumuştu. Bu olaya da denk düştüğü için burada yazmayı uygun gördüm.
Oy dere kızıl dere
Böyle akışın nere
Bizde hal mı bıraktın
Sana can vere vere
Dere böyle durulmaz
Gence kurşun vurulmaz
Sanma faşist olandan
Bir gün hesap sorulmaz
Dere bizim yerimiz
Suyu alın terimiz
Söyle nedendir dere
Vurulur gençlerimiz
(Aşık İnsani bu şiirin kendisine ait olduğunu söylemekteydi, kitaplarında da yayınlanmıştır. Ayrıca kendisi de seslendirmiştir plak ve kasetlerinde okumuştur. Sinem Bacı da bu şiiri kendisinin yazdığını iddia etmektedir. (Ayhan Aydın)
(Anadolunun Sesi Tokat Bağımsız Siyasi Gazete, Nisan 2014, Yıl: 2, Sayı: 19, Sayfa: 5)
Günümüzde yaşadıklarımıza ilişkin Halk Ozanı Ahmet Akar’dan hiciv dolu bir şiir…
İNTİZAR
Huzurum hicran oldu ediyorum intizar
Bozuk düzen elinden günlerim hep ahu zar
Halkı soğan misali soyup sömürenler var
Ozan dertli vuruyor bağlamanın teline
Tut kelin perçeminden ne geçecek eline
Sayın yöneticiler duyun sözüm sizlere
Döndürdünüz bizleri yetim ve öksüzlere
Zam ve zulümden başka ne verdiniz bizlere
Salında gel görelim endamını boyunu
Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu
Enflasyon belasının halk korkusun çekiyor
Zam yelleri esiyor gam tohumu ekiyor
Bu durum karşısında ne yapmak gerekiyor
Üzülüpte gözden mi olalım ağlayarak
Ne güzel de yakışmış kel başa şimşir tarak
İç borç dış borç işsizlik saplanmışız batağa
Akıllılar diyor ki ayak uydurduk çağa
AKAR der ki haksızlık yine geçti atağa
Vur dostum daha hızlı zam davulu patlasın
Bırakın vurguncular bir daha çağ atlasın
Ahmet Akar
(Tokat Gazetesi, 1 Ocak 2018, Yıl: 6, Sayı: 60, Sayfa: 4)